10 Şubat 2012 Cuma

yazılamamış tüm tümceler adına...

"gönülden çıkanlar bazen olduğu gibi dökülemez kağıda" diyerek yazmaya başladı ama devamı gelmedi. içi dolup taşıyor, kalemi elinde titriyordu. Bunca zamandır beklediği ilham perileriyle yolu kesişmiş tam defterine ilk tümcesini yazdığında yağmur bastırmıştı. Bu yağmur sinirlerini öyle bozdu ki gözlerin yaşlar boşanmaya başladı. zaten yağmurun ıslattığı defterine bir de göz yaşları damlamaya başlamıştı.
 oysa bu onun en sevdiği kalın kapaklı, saman kağıtlı defteriydi.Uzun zamandır çantasında taşımış, her eline aldığında kapağına açmadan tekrar çantasına koymuştu, çünkü yazmak istediği zamn değil, yazmayı hisettiği zaman yazacaktı. Ne zaman ki kalemi süratle harflerin süliletini çizecek, yüreği yazmakla yanıp tutuşacak o zaman yazacaktı.
 O gün yazmayı hissediyordu. Bir başlasaydı yazmaya dökülüp gidecekti bunca zamandır düşündükleri, harf harfi kovalacak, kelimeler arda arda dizelecek ve sayfalara akacaktı. Sayfalar çoğalacak yazma aşkının doruğuna erecekti.
 Ancak hava şartları buna mani oluyordu. Kapalı bir yere geçmeyi düşündü ama kımıldayacak dahi olsa kalemi tekrar eline alamayacağını düşünüyordu. Direndi fakt deftei öyle ıslanmıştı ki kalemi değdirdiği yerler yırtılmaya başladı. İnatla orada, o dakika yazmak istiyordu ama harfler işlemiyordu deftere, kelimeler dönüşemiyordu cümlelere ve git gide hızlanıryordu yağmur...
 Hızlanan yağmurla öfkesi artıyor, daha da bastırıyordu kalemini sayfalara sonunda bütün defteri parçaladı ve savurdu.
 Aklındaki cümleleri de... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder