6 Ekim 2015 Salı



 Kendimize en uzak durduğumuz zamanlar, başkalarına en çok kulak verdiğimiz anlara denk gelir.
'Aslında haklı' 'evet doğru, olması gereken aslında bu/bu değil' gibi yorumlar yaparken, bütün sübjektifliğimizi bir yana bırakır genel geçer doğrular ararız.
 
  Oysa herkes bir oyun hamuru gibidir. Başka ellerde yoğurulmuş, başka şekiller verilmiş, farklı renklerde, kimisi sıcak eller tarafından şekillendirilmiş hep, kolayca her şekle girmiş, kimisi buz gibi ellerle buz gibi muameleler görmüş ne şekil aldığını kimse anlamamıştır kendi bile.

  Diyeceğim odur ki ; bırakın sağa sola kulak vermeyi , herkes için geçerli doğrular aramayı, hepimiz farklıyız işte, algımız, yaşayışımız, hissedişimiz bile bazen.

  Diyeceğim odur ki ; içinizden ne geliyorsa onu yapın, kalbinize yakın yaşayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder