15 Ocak 2018 Pazartesi


KAPAN

Gece.

Karanlık bir sokakta yürüyorum.

Önümde belli aralıklarla yürüyen birkaç adam var.

Fotoğraf makinam elimde, arkalarından usulca ilerliyorum. Öyle tedirgin ediyor ki bu sokak beni, koşarak uzaklaşasım geliyor.

Yine de kalıyorum. Bir süre evlere bakıyorum. Hepsinin ışığı sönük. Korkularını bastırmak için yataklarına girip yorganlarını başlarına çekmişler gibi hissediyorum. Haklılar. Bu sokak insanı yutacak gibi.

Bağırasım geliyor. Bağırıp herkesi uyandırırsam belki daha güvende olurum.

Ya koşarak ayrılacağım bu sokaktan ya bağıracağım derken önümdeki adam aniden durup yüzünü bana çeviriyor. Farkında olmadan öyle yakınlaşmışız ki adeta yüz yüze geliyoruz. Korkuyla makinanın flaşına basıyorum. Aydınlanan yüzü gösteriyor ki o bir kadın! Bana gülümseyen bir kadın!

Olduğum yere çakılıyorum. Gülüşü beni tutsak ediyor. Saatlerce orda durup kımıldamadan bana gülümseyecekmiş gibi geliyor. Öndeki adamlara seslenip, yanlarına gitsem kurtulur muyum acaba bu durumdan ?

Tam elimi kaldıracakken öndeki adamların hepsi birden bana dönüyor. Onlar da kımıldamadan bana bakıyorlar, hareketsizlikleri benim de hareket etmeme mani oluyor. Kulaklarımda büyük bir uğultu oluşmaya başlıyor. Korkudan bacaklarım titriyor. Son bir hamleyle fotoğraf makinamı kaldırıp basıyorum düğmeye. Bu ana dair kayıtlı bir karem olsun diye.

Sonra,

Elim ayağım boşalıyor. Gözlerimi kapıyorum

Omzuma dokunan bir elle irkiliyorum, “ne kadar insanı içine çeken bir fotoğraf değil mi?”

Gülümsüyorum “sergideki en tedirgin edici fotoğraf” diye cevaplıyorum. Karşıdan gelen garsonun tepsisinden birer kadeh şarap alıp sohbet etmeye koyuluyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder