22 Aralık 2015 Salı


OTOPARK İNTİKAMLARI 2

Sevgili Ebru Gündeş' in 'dinlemedim aaah ah bu kafam ah' nakaratlı parçası aslında bu yazının özeti olacak nitelikte.

Neyi mi dinlemedim ? 'Yola park et herkes park ediyor sorun olmaz' lafını.

Hikaye şöyle başlıyor;

Sevgiliyle buluşulacak ve akşam güzel bir yemek yenecek. Rakı, balık yapalım demişiz keyfimiz yerinde, yüzümüz gülüyor.

Atlıyorum arabama sevdiğimin kapısının önüne varıyorum. Yol, vızır vızır arabaların geçtiği bir yer, tırsıyorum bırakmaya, bir bakıyorum aşağıdaki restaurant kapalı, yan tarafı boş, 'ben şuaraya bırakayım işte arabayı ya' diyor ve bırakıyorum.

Araba sağlam yerde, kafam rahat. Ne olur olmaz diye cama numaramı da bırakıyorum. Ohh mis. Atlıyoruz taksiye yemeğe gidiyoruz (malum içeceğiz alkollü araba kullanmak yok).

Yemeğin sonlarında telefonum çalışıyor "kardeşim arabayı niçin buraya bıraktınız" diyor. Sevgilime uzatıyorum açıklıyor durumu , onun misafiri olduğumu söylüyor. Arayan da apartman sakiniymiş. Çok takmıyorum. Bize de sonradan sağda solda anlatacak malzeme çıkıyor işte diyorum, bilmiyorum ki malzemenin büyüğü son da saklı.

Bir iki daha çalıyor telefon hep bilmediğim numaradan, 'bu araba niye burada' deyip diyorlar darlanarak sevgiliye uzatıyorum telefonu bu kez tamam abi sorun yok diye kapamıyor telefonu "abi ne yaptın sen" diyor "e abi numara da bırakmıştık yapılır mı ama bu ayıp" falan diyor.

Tansiyonum düşmeye başlıyor, elinde golf sopasıyla ön cama girişen iri amca imgeleri geliyor gözümün önüne.

Sonunda kapanıyor telefon. Sileceklerimin kırıldığını öğreniyorum. Şehir magandası sileceklerimi kırdıktan sonra görmüş numarayı da aramış demek ki görmese numarayı ya da duymasak telefonu benim hayaldeki imgeler baya gerçek olacak.

Rakıdan son bir duble doldurup kırılmış sileceklere içiyoruz. Kafamda Ebru'nun şarkısı...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder